'Merkez'den sübliminal mesaj: Ocak enflasyonu yüksek çıkacak, şubatta faiz artırımı...

AKAJANS Ekonomi Editörü Bayram Başaran TCMB toplantısını analiz etti:Sıkı para politikasına 'ama'sız devam.Faizi artırıp iç talebi frenledik, bu gelecekte tüketici enflasyonunu aşağı çekecek.Ocak enflasyonu yüksek çıkacak. Kısacası fatura vatandaşa.

BAYRAM BAŞARAN >> EKO-ANALİZ
(AKAJANS) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dün yaptığı aylık olağan toplantısında son derece şeffaf davrandı ve kendine güven tazeledi.

Son yıllarda bu kadar net mesaj veren olmadı. Toplantıdan bir gün önce bir televizyon kanalında ve burada, AKAJANS’ta yaptığım değerlendirmede ‘Merkez Bankası faiz artırmaz.” diye yorumda bulunmuştum.

Aralık ayının sonundaki toplantıdan bu yana Merkez Bakasının aldığı kararların etkisi ocak ayın ilk 20 gününde etkisini gösterdi. Dış gelişmeler de etkili oldu ve döviz kurlarında bir denge oluştu. Nasıl oluştu? Faiz oranlarını enflasyonun 2,1 puan üzerine çekti (Yüzde17). Yani 2,1 reel faizi vererek rezervlerinin yükselmeye başlamasını sağlayınca enflasyonda stabilite sağlamasa da dövizde kafasındaki kur dengesini en azından aşırı yukarı yönlü salınımları dengelemiş oldu. Dolayısıyla “Şimdilik faiz artışı ihtiyacım yok." dedi. Beklentimiz de zaten buydu…

Buraya kadar her şey normal. Peki diyeceksiniz anormal olan ne? Aslında anormal dememek lazım.

Açıklamada verilen geleceğe yönelik -moda deyimiyle sübliminal- sinyaller ne? Asıl olan bu. Şöyle sıralayabiliriz: 

1-Sıkı para politikasına “ama”sız devam edeceğiz.

2-Faizi artırdık iç talebi frenledik, bu gelecekte tüketici enflasyonunu aşağı çekecek.

3-Ocak ayının enflasyonu yüksek çıkacak.  Bu ciddi bir sıkıntı.

4-Pandeminin ekonomiye etkisi (O dönemde verilen yüksek miktarlı düşük faizli krediler üstü örtülü eleştiriliyor) şimdi azalmaya başladı.

Tüm bunları dikkate aldığımızda tablo şöyle:

1-Ocak ayın enflasyonu şayet yüksek çıkarsa döviz rezervlerini güçlü tutmak için reel faiz vermeye ihtiyaç duyulacağından şubatta faiz artırma ihtimalimiz güçlü

2-Halkın alım gücü düşecek yani fakirlik daha da artacak

3-Kurda zikzaklar olmayacak hatta TL biraz daha değerlenecek.

4-Dolayısıyla ithalat ucuzlayacak. İthalatımızın yüzde 73’ü yarı mamul mallar olduğuna göre yüksek faizden gelen maliyet artışı kurdan gelen maliyet düşüşü ile dengelenecek.

Merkez Bankasının ocak ayı enflasyon beklentisi yüksek (Merkeze  sinyaller önceden gider- gitmese de sokaktaki vatandaş da biliyor zaten ) olmasına rağmen faiz artırımına gitmediğine göre;

Merkez Bankası geleceğe yönelik değil gerçekleşmiş piyasa koşullarına göre hareket edecek, politika uygulayacak.

 Yani piyasanın önünden değil ardından gelecek.

Burası profesyonellere yönelik oldu…

Fatura vatandaşa

Şimdi vatandaşımıza, gerçeklere, gerçek yaşama dönelim:

Son üç senenin yanlış ekonomik uygulamalarının faturası hayat pahalılığı  olarak yine ücretli ve emekliye çıktı. Ve çıkmaya da devam edecek maalesef.

Söylenecek çok şey var bunun için. Burada Merkez Bankasını eleştirmiyorum.

Bağıra bağıra gelen bu krizi üç senedir tüm uyarılara rağmen görmezden gelenlere söylenecek çooook şey var çok.

TCMB’nin açıklaması

Para Politikası Kurulu, dünkü toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermişti.

TCMB’nin açıklamasında şu ifadelere de yer verilmişti:

“İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. Salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkileri, geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğine kıyasla daha sınırlı seyretmekle birlikte, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikler devam etmektedir. Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkisi devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte son dönemde kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır. 

İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Kasım ve Aralık PPK toplantılarında gerçekleştirilen güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesi beklenmekte, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir. Öte yandan, uluslararası emtia fiyatlarındaki gelişmeler, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır. Bu doğrultuda Kurul, 2021 yılsonu tahmin hedefini dikkate alarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesine karar vermiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenecektir. Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.

Sıkı para politikası duruşunun, fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.”

[email protected]

Bakmadan Geçme